Burçlar Dizilimi

Burçları tanımlayan en belirgin nitelikler astrolojiyle yakından ilgilenmeyen kişiler tarafından bile genel olarak bilinir. Birkaç örnek verecek olursak, Yengeç’in ailesine düşkün, Başak’ın eleştirel ve mükemmelliyetçi, Kova’nın marşinal veya Boğa’nın inatçı olması gibi, daha pek çokları sıralanabilir. Ancak burçları daha iyi tanımak için, farklı bir bakış açısıyla, onları evrim döngüsünün on iki evresini temsil eden birer basamak olarak, incelemenin açıklayıcı olacağını düşünüyoruz. Her bir burcu sırasıyla kişisel gelişimin on iki evresi gibi düşünün, bu bakış açısı yardımıyla onları daha iyi anlamlandırabiliriz. Kısacası Zodyak’ta sıralanışlarının, alanlarının ifade ettikleri bakımından tek tek burçları ana hatlarıyla anlatmak istiyoruz.
Koç burcu, Zodyak’taki burçlar sıralamasının ilk burcudur. Koç, bireysel kimliğin ortaya çıkış aşamasıdır. O en saf ve en naif benlikten en gelişmiş, tekamülünü tamamlamış benliğe giden kimlik sürecinin ilk aşamasıdır. Kendini tanımak ve oluşturmak görevine doğmuştur. Onu bir bebek gibi düşünebiliriz, dürtüsel hareket eder, ataktır, sınır tanımaz, hevesli ve coşkuludur. Onun için geçmiş olmadığı gibi gelecek de düşünülmez, çünkü her şey onunla başlamıştır, dolayısıyla her şeyi spontane yaşaması, planlar veya hesaplar yapmadan atılması çok doğaldır. Koç hissettiği şekliyle harekete geçer ve öylece de yaşar. Yaşam onunla başladığı için, kural veya koşul bilmeden, dürtüsel olarak büyük bir heves ve cesaretle atılır, belki tökezler, düşer ama tekrar ayağa kalkıp, kaldığı yerden devam etme gücüne ve coşkusuna sahiptir. Koç sahip olduğu yaşam enerjisiyle kendini keşfeden, tanımaya çalışan ve ortaya koyandır. Koç burcu, kişisel bilinç ve irademizi, güdülerimizi, motivasyonumuzu ve harekete geçme dürtümüzü güçlendiren burçtur.

Koç burcuyla ben demek, özerk olmak öğrenilir, bir sonraki aşamada ise arınma ve fiziksel varlığın farkına vararak bu kapasiteyi geliştirme gerçekleşecektir. Evet Boğa, kişiliğin kanıtlanması aşamasıdır, diyebiliriz. Boğa, üretken ve pragmatik faaliyetlerin ortaya çıkmasıdır. Kişisel deneyimin bu aşamasında, madde dünyası, para ve sahip olma hakkındaki bilinç geliştirilir. Boğa, güven duygusunu oluşturmak, geliştirmek ve duyulara hizmet eden bir varoluşu gerçekleştirmek için doğmuştur. Maddi ve manevi güven ön plana çıkar, huzur önemlidir. Koç’un enerjik, sabırsız ve ateşli hali yerini enerjisini sınırlandıran, arındıran, hedeflerine yoğunlaşan, sakin ve sabırlı bir hale dönüşür. Boğa’nın ayakları yere başar, temkinlidir, tedbirlidir, verimlidir, yapacağı şeyi enine boyuna inceler, planlar ve hedefe doğru yol alır. Sıkı sıkıya, beş duyusuyla bu dünyaya bağlıdır. Beş duyusuyla haz alır. Boğa, maddeyle özdeşleşme aşamasıdır.

Yakın çevreyle ilişki kurma aşaması; İkizler burcuna gelince, kendinin dışındakini, çevreyi keşfetmek, algıladığı her şeyi araştırmak, şahitlik etmek ve adlandırmak ile ilgili merak aşamasına geçilir. Bu aşama, kişiliğin kendi sınırlarından çıkıp çevreyle ilişki kurma ve çevreyle gelişme aşamasıdır. İkizler'de çevreye merak söz konusudur, dil yeteneği ortaya çıkar ve anlama, anlamlandırma, bilgi edinme ve öğrendiklerini yaymak üzere iletişim kurma gerçekleşir. Çevreye olan bu engin merak, bilgi edinme ve bilgiyi yayma ihtiyacı ise hareketliliği doğurur. Bu durum hem öğrenme ve öğrendiğini iletme açısından konudan konuya atlama şeklinde bir hareketlilik verir. Hem de tecrübe edinerek öğrenmek eğilimi dolayısıyla İkizler için gezmek, görmek, seyahat etmek konusunda da hareketlilik verir.

Yengeç burcuna gelince bilgi ve deneyimdeki merak ve hareketten yorulup, artık köklenme ve bir yere ait olma ihtiyacı ortaya çıkıyor gibi düşünün. Burada artık kendi temellerini oluşturma ve kişisel alanını yaratma söz konusudur. Yengeç’te dikkatini tek bir alana yönelterek odaklanmanın, ev kurma ve aile duygusunun ön plana çıktığı bir aşamadayız. Aileye, köklere yönelim ve duygusal gelişim söz konusudur. Bu yüzdendir ki Yengeç derinden hisseden, diğer insanlarla özellikle ailesiyle duygusal bağlar geliştiren, her yönüyle yuvasına fazlasıyla önem veren bir burçtur. Ve bu yoğun duygusallık ve bağlılık ona sanatsal konularda büyük bir beceri sağlar.

Aslan’a gelince; benliğin dış dünyaya sunulması, dışsallaştırılması aşaması. İşte bu yüzden bir Aslan her koşulda görünürdür. Neşelidir, eğlencelidir, coşkuludur, kendini öğle ya da böyle bir şekilde ifade eder, bir ortama girdiğinde sesi, tavrı veya kıyafetiyle hemen diğerlerinden ayırt edilir. Güneş gibi parlar. Yaratıcıdır, cesurdur, organize etmeyi sever, hep ön planda olmayı, sahnede yerini almayı ister. Hayatı dolu dolu yaşamaya, tecrübe etmeye gelmiş gibidir. Kısacası Aslan burcunda görünür oluruz, onaylanmak isteriz ve yaşama tanıklık ettiğimizi hissetmek isteriz.

Başak burcu, kendi kendini incelemek ve düzeltmek aşamasıdır; kusurlarımızı tanımak, kendimizi analiz etmek ve kendini geliştirmek için çabalamak. Bu yüzden Başak burcu insanı kendine olduğu kadar çevresine karşı da eleştireldir, ince eler - sık dokur, mükemmele ulaşmak için çabalar, planlı-programlı, disiplinli ve çalışkandır. Tüm bunların doğal sonucu olarak da zaman zaman tatminsiz ve endişelidir. Başak bu dünyaya hizmet etmek için gelmiş gibidir.

Zodyak’ın ilk altı burcu, Koç’tan Başak’a kadar olan burçlar bireyselleşme sürecimizi ifade eder; kendini ortaya koyma ve kendinde mevcut olan bireysel potansiyellerin gelişimini sağlama aşamaları. Bundan sonraki burçlar ise artık bireyin dışa uyum sağlama, toplumla bütünleşme aşamalarıdır. Gelelim diğer altı burcu açıklamaya.

Terazi, diğerlerini tanıma, onlarla ilişki kurma ve etkileşime girme aşamasıdır. Terazi’lerde tam da böyle bir dürtü söz konusudur. Onlarda doğuştan sevmeye, paylaşmaya, işbirliği yapmaya ve ilişki kurmaya doğal bir yetenek vardır. Ve sanki tüm bunları daha kolay yapabilmek için, oldukça çekici ve kendilerine özenlidirler. İlişkilerde hep bir ahenk ve denge arayışları vardır. Kısacası, Terazi burcunda ilişkiler ve dostluklar yoluyla etkileşim içine giriyoruz.

Akrep’e geldiğimizde bireyin ilişkiler ve hatta ikili ilişkiler kanalıyla dönüşüm ve yenilenme aşamasıyla karşılaşıyoruz. Bu aşamada ilişkilerde duygusal ve cinsel birliktelik, ortak yaşam, ortak bir amaç için çalışma, ortak finansal kaynakların paylaşımı söz konusudur. Burada, ortak yaşamın getirdiği kişilik çatışmaları, fikir ayrılıkları, üstün gelme çabaları, kontrolü ele alma gibi durumları deneyimleriz. Buna bağlı olarak Akrep insanında, ortak yaşamda ortaya çıkaracağımız dürtüler gelişkindir; çevresini iyiye yönlendirme, güven duyma ve hakim olma isteği, kararlılık, kıskançlık ve hatta öfke. Bu burcun kişileri, gelişimini yüksek oranda tamamlamış bireyler olarak, iç dünyaları zengin ve derinleşmiş kişilerdir. Akrep, ilişkilerin getirdiği duygusallık ve krizlerle, bireyin derinleşme ve yenilenme, dönüşme aşamasıdır.

Yay aşaması, anlamlandırma ve kavramlaştırma aşamas; bir anlamda felsefi bir boyuttur. Yay burcu kişisinin ufku geniştir, yaşamına anlam ve yön verecek etik ve felsefi kuramlar üzerine düşünür, araştırır ve benimser, entelektüeldir. Öte yandan gezgindir de. O yaşamı her yönüyle anlamak ve deneyimlemek ister, okur, öğrenir, seyahat eder, yeni kültürler tanımak ister. Ama bu öyle bir boyuta gelebilir ki zaman zaman dogmatik veya kendi fikrini etrafına kabul ettirmek konusunda ısrarcı olabilir. Yay’ı bilgelik aşaması olarak tanımlayabiliriz.

Bireyselleşmiş ve entellektüel bakış açısı gelişmiş kişinin kendini toplum içinde var etme aşamasına geldik; Oğlak. Yolunu bulmuş, ilkelerini konumlamış kişi bu kez sosyal alanda, iş ortamında, mesleğinde kendini ortaya koyacaktır. İşte Oğlak tam da böyledir; başarma içgüdüsüyle doludur, planlı ve programlıdır, hırslıdır, çalışkandır. Endişelidir, çünkü çevresinde itibarlı ve saygın bir kişilik olarak görünmeyi ister. Başak da çalışkandı, ancak onda hizmet etme güdüsü baskındı, Oğlak da ise idaelleri gerçekleştirme ve yönetme vasıfları da söz konusudur. Tamamen toplumsal statü ve başarı odaklıdır Oğlak’lar.

Kova aşamasında kendi bireyselliğini koruyarak, sosyal gruplar içinde var olmak ve belli bir amaç için kollektifin yararına çalışmak, sosyal katılım söz konusudur. Burada bir bütün olarak toplum için, aynı görüş ve ideallerdeki kişilerle bir araya gelerek, gruplar oluşturarak hedefler koymak ve çalışmak vardır. Bunlar yardım kuruluşları, siyasi partiler veya bilimsel çalışma grupları gibi sosyal gruplardır. Kova artık davranış biçimi olarak ideal olanla ilgilidir. İşte bu yüzden bir Kova, karar verdiğinde onu ideallerinden kimse döndüremez, reformisttir, özgür ruhludur, toplumsal kısıtlamalara karşı bir tarzı vardır, sıra dışı ve hatta akıntıya karşıdır. Kısacası bu aşama sosyal katılım aşamasıdır.

Geldik Zodyak’ın son burcuna, Balık; tamamlanmış, kendini aşmış benlik. Burada sonsuz varoluşun bütünlüğüyle birleşme ve birliği hissetme söz konusudur, bütünün birliği – birliğin bütünlüğü. Kendini aşma ve tüm yaşam kaynağıyla birleşme aşaması. Kişisel evrimin son aşaması. İşte Balık budur. O kişisel egoyu ve her tülü sınırlamayı aşmıştır, sevgi dolu, merhametli ve özverilidir, diğerlerinin gereksinimlerine karşı çok duyarlıdır. Ondaki duyarlılık o kadar üst düzeydedir ki kolay etkilenir ve hatta zaman zaman kurban rolüne bile girebilir. Üst düzeyden bir anlama ve anlamlandırma yeteneği söz konusudur, mistik, spiritual konulara metaklıdır. Bu nihai aşamayı da kısaca kendini aşma aşaması olarak adlandırabiliriz.

Zodyak’taki burçlar yolu tecrübesiz, naif bir varoluştan, bireyselliğin geliştiği, toplumun bir parçası haine geldiği pek çok aşamayı geçerek tekamülünü tamamlamış, aşkın noktaya erişmiş olarak birlik bilincine ulaşma ile son bulur.
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.