Astroloji ve Amor Fati
Astroloji çok bileşenli bir sistem; gezegenler, takım yıldızlar, asteroitler, bunların Zodyak’ta ki dizilimleri, buna göre etki alanları ve birbirleri ile yaptıkları açılara göre söz konusu alanlara etki ediş biçimleri…. Bir korelasyonlar bütünü.

Astroloji bilgisi, bütün bileşenlerin doğru olarak anlamlandırıldığını varsaydığımızda , yaşama dair ön görümlerde bulunulmasına olanak verir. Bize korelasyonları vermek suretiyle gezegenlerin ve asteroitlerin haritamızda etkili olduğu konulara ve işaret ettiği zorluklara karşı savunma veya kaçınma yollarımızı görmemizi sağlar. Bizlere kendimizde mevcut olan potansiyelleri gösterir. Hepimiz potansiyelimizi aktif hale getirmeye çalışırken astroloji bilgisini rehber olarak kullanabiliriz. Bu bilgi, bize hayata dair eşsiz bir bakış açısı kazandırır. Görünenin arkasındaki ihtimalleri okumamıza yardımcı olur, tıpkı bir yol gösterici, bir rehber gibi, bize sadece onu anlamlandırmak ve takip etmek kalır.
Astroloji bir öngörü sanatıdır. Burada söz konusu olan kehanette bulunmaktan ziyade, zorlukların bulunduğu yerin saptanması, zorluklardan korunma yollarının aranması veya hiç değilse onları en az zararla aşma şeklinin bulunmasıdır. Tabidir ki, öngörülerin tamamının doğru sonuçlanacağını söyleme imkânı yoktur. Bu konuyu bazı astrologlar mayın tarlası terimi ile açıklar.
Astroloji bilgisinin içine girdikçe insan kendini, Güneş sisteminde küçücük bir zerre ve bu sistemle işbirliği içinde kendine düşen görevi yerine getiren bir parça olarak algılar. Bu mükemmel işleyişin sadece minicik bir dişlisi olduğunu hissettikçe, her şey bu kadar belirlenmiş midir, bu bir kader midir, gibi birçok soru gelir akla. Gerçekten hepimiz belli bir yazgı ile mi geliyoruz bu dünyaya, peki özgürlük nedir, seçim hakkımız var mıdır, sınırlarımız nerede başlar, nerede biter... Ve daha nice sorular.
Bu aşamada akla ister istemez ünlü Alman felsefeci Nietzsche ve onun felsefesinin temel kavramlarından biri olan ‘’AMOR FATİ’’ geliyor. Türkçeye yazgını, kaderini sev şeklinde çevriliyor, ‘’AMOR FATİ’’ . Ancak burada açıklamamız gereken şeyler var; din görevlilerinden oluşan bir ailede büyüyüp, din eğitimi almasına rağmen ateistliği tercih eden, tüm gelenek ve göreneklere karşı gelen ve çok kolay anlaşılacağı söylenemeyecek olan Nietzsche’yi kadercilikle bağdaştırmayı istemeyiz. Nietzsche, "AMOR FATİ”yi evrensel döngüsellik kuramını açıklamada kullanır. Nietzsche için hayat teslimiyet, kader veya süregelen bir kısırdöngüden ibaret değildir, AMOR FATİ insana kendi kaderini, yazgısını değiştiremese bile, onu sahiplenme özgürlüğünü tanır.
Bu kurama göre hayatta yaşadıklarımız, daha önce de mutlaka yaşanmış olan ve döngüsel olarak devam ve tekrar eden şeylerdir. Bu gerçek değişmeyecektir, şimdiye kadar böyle olduğu gibi böylece devam edecektir. Kısacası hayat yaşanmış şeylerin basit bir tekrarından ibarettir. Nietzsche, evrensel döngüselliğe bir tepki olarak, bireysel oluşu açıklamak için "AMOR FATİ”yi kullanır. Burada kadere teslim olmayı değil, ama zorunlu, kaçınılmaz olanı kabullenme özgürlüğüne vurgu yapar.
Bu, her şeye kabulle bak demek değildir. Hayatın sana göstermek istediği olguları anlamaya çalışmaktan, yaşanan her şeyi, acı – tatlı, iyi – kötü, zor-kolay kucaklamaktan, benimsemek ve sahiplenmekten ibarettir. Nietzsche için, yaşanan her şey, insana dairdir, insanın bir parçasıdır ve tüm bu parçalar insanı bir bütün olarak var eder.
Biz, onun deyişiyle evrensel döngüde, yaşamda birbirine benzer zorlukları tekrar tekrar yaşıyor olabiliriz. Bilinçli bireyler olarak bizim yapmamız gereken, yaşadığımız bu tekrarlardaki olguyu fark etmek ve anlamlandırmaktır. Ve dolayısıyla kendi farkındalığımıza erişmektir. Bizce, astroloji bilgisi işte tam da burada bizim yaşadığımız tekrarlar ve zorlukları fark etmemizi sağlayacak bir rehber, bir anahtar olabilir. Bundan sonra onlardan korunmak, hiç değilse daha az hasarla yolumuza devam etmek, hatta yeni yollar oluşturmak, sınırlarımızı tanımak ve genişletme imkanlarını fark edip ona göre yaşamımızda etkin olmak bizim elimizdedir. Zaten astrolojik haritalarımız, tekrarlarımızdan çıkış yollarının bilgisini kendi içinde taşımaktadır. Yeter ki biz haritalarımızı en doğru şekilde okuyup anlamlandırabilelim.
AMOR FATİ...
Tam da şu andan başlayarak ‘’yazgını sev.’’
Sevinç Kalfaoğlu
Astroloji bir öngörü sanatıdır. Burada söz konusu olan kehanette bulunmaktan ziyade, zorlukların bulunduğu yerin saptanması, zorluklardan korunma yollarının aranması veya hiç değilse onları en az zararla aşma şeklinin bulunmasıdır. Tabidir ki, öngörülerin tamamının doğru sonuçlanacağını söyleme imkânı yoktur. Bu konuyu bazı astrologlar mayın tarlası terimi ile açıklar.
Astroloji bilgisinin içine girdikçe insan kendini, Güneş sisteminde küçücük bir zerre ve bu sistemle işbirliği içinde kendine düşen görevi yerine getiren bir parça olarak algılar. Bu mükemmel işleyişin sadece minicik bir dişlisi olduğunu hissettikçe, her şey bu kadar belirlenmiş midir, bu bir kader midir, gibi birçok soru gelir akla. Gerçekten hepimiz belli bir yazgı ile mi geliyoruz bu dünyaya, peki özgürlük nedir, seçim hakkımız var mıdır, sınırlarımız nerede başlar, nerede biter... Ve daha nice sorular.
Bu aşamada akla ister istemez ünlü Alman felsefeci Nietzsche ve onun felsefesinin temel kavramlarından biri olan ‘’AMOR FATİ’’ geliyor. Türkçeye yazgını, kaderini sev şeklinde çevriliyor, ‘’AMOR FATİ’’ . Ancak burada açıklamamız gereken şeyler var; din görevlilerinden oluşan bir ailede büyüyüp, din eğitimi almasına rağmen ateistliği tercih eden, tüm gelenek ve göreneklere karşı gelen ve çok kolay anlaşılacağı söylenemeyecek olan Nietzsche’yi kadercilikle bağdaştırmayı istemeyiz. Nietzsche, "AMOR FATİ”yi evrensel döngüsellik kuramını açıklamada kullanır. Nietzsche için hayat teslimiyet, kader veya süregelen bir kısırdöngüden ibaret değildir, AMOR FATİ insana kendi kaderini, yazgısını değiştiremese bile, onu sahiplenme özgürlüğünü tanır.
Bu kurama göre hayatta yaşadıklarımız, daha önce de mutlaka yaşanmış olan ve döngüsel olarak devam ve tekrar eden şeylerdir. Bu gerçek değişmeyecektir, şimdiye kadar böyle olduğu gibi böylece devam edecektir. Kısacası hayat yaşanmış şeylerin basit bir tekrarından ibarettir. Nietzsche, evrensel döngüselliğe bir tepki olarak, bireysel oluşu açıklamak için "AMOR FATİ”yi kullanır. Burada kadere teslim olmayı değil, ama zorunlu, kaçınılmaz olanı kabullenme özgürlüğüne vurgu yapar.
Bu, her şeye kabulle bak demek değildir. Hayatın sana göstermek istediği olguları anlamaya çalışmaktan, yaşanan her şeyi, acı – tatlı, iyi – kötü, zor-kolay kucaklamaktan, benimsemek ve sahiplenmekten ibarettir. Nietzsche için, yaşanan her şey, insana dairdir, insanın bir parçasıdır ve tüm bu parçalar insanı bir bütün olarak var eder.
Biz, onun deyişiyle evrensel döngüde, yaşamda birbirine benzer zorlukları tekrar tekrar yaşıyor olabiliriz. Bilinçli bireyler olarak bizim yapmamız gereken, yaşadığımız bu tekrarlardaki olguyu fark etmek ve anlamlandırmaktır. Ve dolayısıyla kendi farkındalığımıza erişmektir. Bizce, astroloji bilgisi işte tam da burada bizim yaşadığımız tekrarlar ve zorlukları fark etmemizi sağlayacak bir rehber, bir anahtar olabilir. Bundan sonra onlardan korunmak, hiç değilse daha az hasarla yolumuza devam etmek, hatta yeni yollar oluşturmak, sınırlarımızı tanımak ve genişletme imkanlarını fark edip ona göre yaşamımızda etkin olmak bizim elimizdedir. Zaten astrolojik haritalarımız, tekrarlarımızdan çıkış yollarının bilgisini kendi içinde taşımaktadır. Yeter ki biz haritalarımızı en doğru şekilde okuyup anlamlandırabilelim.
AMOR FATİ...
Tam da şu andan başlayarak ‘’yazgını sev.’’
Sevinç Kalfaoğlu